Ortak yaşamın yıllar boyunca süregelen artan bir ivme ile çoğalması, müstakil ikametlerin büyük apartman, site ya da rezidanslara kaymasıyla birlikte özellikle büyük şehirlerde insanların yaşam alanlarını birbirlerine daha yakın hale getirmiştir. Büyükşehirlerde bazı sitelere baktığınızda neredeyse Anadolu’da bulunan bir ilçenin nüfusuna eşit olabildiğini görmekteyiz. Tabi ki bu büyümeye toplumun bir kısmı sevinirken diğer bir kısmı da büyümenin getirdiği problemlerle başa çıkabilmenin yollarını aramaktadır. Apsiyon Blog sayfamızda siteler ve apartmanlarda yaşanan sorunların mali, hukuki boyutlarını ele alarak bizi takip edenlere bilgilendirme yapmayı amaçlıyoruz. Diğer yandan ortak yaşam alanlarının büyümesi, insan nüfusunun özellikle büyükşehirlerde yığılması ile hukuki uyuşmazlıkların, mali sorunların ortak yaşamlarda etkisinin yanı sıra ahlaki ve etik değerlerin de ortak yaşam alanlarında ve komşuluk ilişkilerinde ne denli önemli olduğunun altını çizmek gerektiğini düşünüyoruz.
Kat Maliklerinin Birbirlerine Karşı Yükümlülükleri Nelerdir?
Kat maliklerinden, sakinlerden bizlere gelen elektronik postalarda sorulan sorulardan birisi de “Komşum benim hakkımda dedikodu yapıyor. Ne yapabilirim?” sorusudur. Apsiyon Blog sayfamızın amacı bizleri takip edenleri hukuki ve mali konularda, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu nezdinde yaşanan gelişme ve uygulama olaylarını irdelemek olsa da dedikodu sorunu nezdinde birçok sorunun olması nedeniyle konuyu ele almak istedik. Öncelikle dedikodunun Türk Dil Kurumu’nda yer alan sözlükteki açıklaması “Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kov, gıybet, kılükal.” şeklindedir. Devamında ise dedikodu çıkarmak, dedikodu yapmak ve dedikodu sermayesi olmak şeklinde deyim ve birleşik fiil olarak kullanıldığı da belirtilmiştir. Komşuluk ilişkilerinde de dedikodunun birçok zaman olağan bir durum aldığı gözlenmektedir. Ahlaki ve etik boyutta bir kimsenin hayatı ve davranışları hakkında, onun ortamda olmadığı sırada ve hatta o kişiyi tanımayan kişilerle paylaşılarak yapılan çıkarımlar, hakkında dedikodu yapılan kişiyi oldukça rahatsız etmektedir. Kişilerin, aleyhinde dedikodu yapılan kişi hakkındaki düşünceleri etkilediği gibi manipülatif yönlendirmelerle insani ilişkilerin ciddi bozulduğu da görülmektedir.
Apartman ve sitelerde yaşayan sakinler birbirilerine karşı çeşitli yükümlülükler altındadır. Bunlardan belki de en önemlisi karşılıklı saygı ve dürüstlük kuralı olarak bilinen Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) 18. maddesindeki düzenlemedir. İlgili düzenlemeye göre kat malikleri karşılıklı saygıya dayalı dürüstlük içinde birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve varsa yönetim planında bu konulardaki hususları düzenleyen hükümlere uymakla yükümlüdürler.
KMK’nın 9. Maddesine göre “Kat mülkiyetine veya kat irtifakına ait kütük kaydında veya kat malikleri arasındaki sözleşmede veya yönetim planında veya bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, kat mülkiyetinden doğan anlaşmazlıklar, Medeni Kanun ve ilgili diğer kanunlar hükümlerine göre karara bağlanır.” KMK’nın 32. maddesine göre ise “Anagayrimenkulün kullanılmasından veya yönetiminden dolayı kat malikleri arasında veya bunlarla yönetici ve denetçiler arasında veya denetçilerle yöneticiler arasında çıkan anlaşmazlıklar, kat malikleri kurulunca çözülür ve karara bağlanır.” Bir komşunun diğer komşu hakkında yaptığı dedikodu “anagayrimenkulün kullanılmasından veya yönetiminden dolayı oluşan ya da kat mülkiyetinden doğan anlaşmazlıklar” arasında değerlendirilemeyecektir. Bu sebeple her ne kadar site veya apartman yönetiminin komşuların arasındaki huzursuzlukları ortadan kaldırmak amacı gayret ve çabaları olabilecekse de “bir komşunun diğer komşu hakkında dedikodu yapmasını engellemek görevi” yöneticinin / yönetim kurullarının görevleri arasında değerlendirilemeyecektir. En doğrusu dedikoduya muhatap olan site sakininin bu konuda hakkını mahkeme ve savcılıkta araması olacaktır.
Söz konusu dedikodu, anagayrimenkulün ve bağımsız bölümlerinin değerini, sitenin veya apartmanın ve orada yaşayanların tümünün itibarini düşürmek amacı ile yapılıyorsa bu durumda kat malikleri konuyu KMK’nın 32. maddesi kapsamında genel kurulda / toplu yapılarda mevcut ise temsilciler kurulunda değerlendirmek sureti ile “dedikodu yapan komşunun tahliyesi ile ilgili olarak” yine KMK’nın 25. ve 33. maddeleri çerçevesinde karar alabilirler. Kararın alınması ve diğer detayları aşağıdaki linkteki yazımızdan okuyabilir, yazıdaki videomuzdan faydalanabilirsiniz.
Rahatsızlık Veren Komşu, İmza Toplayarak Tahliye Edilir Mi?
Hukuki yönden ise dedikodu yapma eyleminin içinde iftira, hakaret, özel hayatın ve kişisel verilerin gizliliğinin ihlali gibi suç unsurları bulunabilmektedir. Dinleyici tarafında ise bu suça ortak olmak konusunda bir yasal düzenleme bulunmasa da eylemin dedikodu yapan ile dedikodu dinleyen arasında karşılıklı birlikte işlendiği kanaatindeyiz. Nitekim 2013 yılında Yargıtay, İzmirli anne kızın, komşuları hakkında açtığı, ancak yerel mahkemece reddedilen bir davanın temyizi ile ilgili kararda, dedikodunun kişilik haklarına saldırı olduğuna kanaat getirerek, komşu H.M'nin tazminat ödemesi gerektiğine hükmetmiştir. İzmir'in Gaziemir ilçesindeki bir siteye taşınan N.Ş.B. ve annesi N.A. bir süre sonra alt katlarında oturan komşuları H.M. ile tartışmış, bunun üzerine alt kat komşuları, iddiaya göre anne ile kızın psikolojisinin yerinde olmadığını, daha önce kaldıkları siteden de bu nedenle atıldıkları yönünde dedikodu yapmaya başlamıştır. Bununla da yetinmeyen komşu, yazdığı bir dilekçeyle site yönetimine başvurarak, iddialarını da aynen tekrar edip anne-kızın siteden atılmaları yönünde karar alınmasını istedi. Site yönetimi kendileriyle ilgili herhangi bir karar almadan durumdan haberdar olan anne-kız, Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak, komşuları H.M'nin, site içerisinde asılsız iddialarla kendilerini küçük düşürecek beyanlarda bulunarak kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle 6 bin liralık manevi tazminat davası açmıştır. Kendisini savunan davalı komşu ise anne ve kızın taşındıkları andan itibaren sürekli olarak sorun çıkardığını, gürültü yaptıklarını ve site sakini olarak şikayet hakkını kullandığını söyledi. Hakim de H.M'nin şikayet hakkını kullandığına ve kişilik haklarına saldırıda bulunmadığına kanaat getirerek anne-kızın tazminat taleplerini reddetmiştir. Anne-kızın kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ise davalı komşunun, anayasa ile güven altına alınan hak arama sınırları içinde davranmadığını, şikayet etme hakkı sınırlarını aştığını ve bu nedenle kişilik haklarına saldırının söz konusu olduğunu belirterek, kararı tazminata hükmedilmesi yönünde bozmuştur. Yargıtay, yerel mahkemenin 'tazminat ödenmesine gerek yoktur' yönündeki hükmünü bozarken, insanlar arasındaki dedikodunun, kişilik haklarına saldırı olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Ahlak Kurallarına Aykırı Kullanıldığı Tespit Edilen Bağımsız Bölüm İçin Ne Yapılır?Eğitim Önerisi: e-Devlet Kayıtlı Site Yöneticiliği Online (Senkron-Canlı) Eğitim Programı