Dünyamız için sorumluluklarının farkında bireyler olmamızın zamanı geldi. Bugün, küresel iklim değişikliğini ve bunun yarattığı çevresel zararları önlemek için ortak bir bilince ve hareket mekanizmasına ihtiyacımız var. Evlerimizden, apartmanlarımızdan, sitelerimizden, ilçemizden ve nihayetinde yaşadığımız şehirlerden başlayarak bunu küresel ölçekte bir alışkanlığa dönüştürmeliyiz.
Yerel yönetimlerin teşvikleri ve öncülüğüyle atacağımız adımlar için geç kalmış olsak da hala bir şeyleri değiştirmek mümkün. Dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde geliştirilecek yenilikçi ve çevre dostu politikalar, yönetmelikler, stratejiler ve farkındalık eğitimleriyle iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltabilir, dünyamızın yenilenmesine katkıda bulunabiliriz. Yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi, girişimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi dünyamız için olumlu sonuçlar yaratacaktır. Böylelikle toplumun tümünü içine alan, çok yönlü ve kapsayıcı bir yaklaşımla ortak bir amaç için çalışan bireyler kazanmayı başarabiliriz. Bu, şehirlerimizi ve dünyamızı yeşil yapmanın, sağlıklı ve sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmanın önemli bir adımıdır.
Yaşam Alanlarımızda Dünyayı Nasıl Koruruz?
- Devlet kurumlarında, bina ve tesis yönetimlerinde, konutlar ve özel iş yerlerinde iklim değişikliği ve çevre eğitimleri alabilir, eğitimler verebilir, eğitimlerin düzenlenmesine aracı olabiliriz.
- Karbon ayak izimizi azaltmak için tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirebilir, bu doğrultuda hareket edebiliriz.
- İklim ve çevre konusunda topluluklar ve toplum olarak kararlar alabilir ve bu kararları hayatımıza entegre edebiliriz.
- Çevre bilinci gelişmiş nesiller yetiştirmeye daha fazla özen gösterebiliriz.
Apsiyon olarak “Sürdürülebilir Tesis Yönetimi (STY)” kavramının ve eylemliğinin Türkiye’deki apartman, bina, rezidans, site, AVM, hastane gibi tüm tesislerde hayata geçirilmesi için bir girişim başlatmak istiyoruz. Sürdürülebilir Tesis Yönetimi (STY)’nin İngilizce’deki karşılığı “Sustainable Facility Management (SFM)” olup, gelişmiş ülkeler sürdürülebilir binaların imali ve yönetilmesi için çalışmalar yapmaktadır. Tesis yönetiminde sürdürülebilirlik, “ekolojik bir dengeyi korumak için doğal kaynakların tükenmesinden kaçınma” olarak tanımlanabilir.
Sürdürülebilir Tesis Yönetimi (STY)’nin üç ana faydası vardır. Bunlar; ekonomik, çevresel ve sosyal faydalardır. Şüphesiz ki “Sürdürülebilir Tesis Yönetimi (STY)”'ni vizyonlarına entegre eden inşaat şirketlerine, bina ve tesis yönetimlerine, profesyonel yönetim şirketlerine, kuruluşlara ve hükümetlere değer katar.
• karbon salınımını azaltma
• tesiste kullanılan su miktarını koruma ve yeniden kullanımını sağlama
• temiz bir çevreyi destekleme
ana konularında “çeşitli sürdürülebilirlik temelli standartları” veya “en iyi uygulamaları” benimsiyor, bu konuda eylem planlarını imzalıyorlar.
• Çevre (gezegen)
• Toplum ve sosyal fayda (insan)
• Ekonomi, Verimlilik ve Kar (finansal)
Halen ülkemizde yönetimler ve kuruluşlar genellikle kurumsal ajandalarında ve yayınlanan “amaç ve hedeflerinde” STY’ye fazla yer vermese de, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak ve bu hedeflere yönelik ilerlemenin yıllık raporları web sitesinde ve sosyal medya kanallarında yer alabilmektedir. Türkiye’de “yeşil kuruluşlardan herhangi biri tarafından belgelendirilen özelliklere sahip” binaların bu tür sertifikalardan olumlu değer ve ekonomik kazançlar elde etmelerine yönelik analizler de yeterli değildir.
• Sürdürülebilir binalar: (enerji ve çevre) Yapıların çevreye etkilerini dikkate alır. Sürdürülebilir enerji kaynaklarını savunur. Binaların tasarımında ve kullanımında yenilenebilir enerji kullanımı da dahil olmak üzere enerji verimli uygulamaları dahil etmek için adımlar atılmaktadır. İlgili standartlar arasında BREEAM, LEED (Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik) ve ISO 50001:2018 bulunmaktadır.
• Sürdürülebilir ekipler: (insanlar, performans ve refah) Bu kapsamda tesislerde çalışanlar çalıştıkları tesisler ile malikler, kat malikleri kurulları, temsilciler kurulları yaşadıkları binalara karşı girdileri, performansları ve çıktıları açısından değerlendirilmektedir. İnsanlar tesis yönetimlerinin en önemli varlığıdır. İnsanların refahına öncelik verilmesi zorunludur. İlgili standart, WELL Building Standard'ı içerir.
• Sürdürülebilir topluluklar: (tedarik zincirleri, kurumsal - sosyal sorumluluk ve hesap verebilirlik) Sosyal sorumluluk aynı zamanda sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmanın bir yoludur. Bir tesis yönetimi organizasyonu ya da kuruluşu, hesap verebilirlik ve şeffaflık gibi temel sorumlu ilkeleri benimsediğinde, organizasyonun, yönetimin, kuruluşun ve doğal olarak sahip olduğu sistemin uzun vadeli sürdürülebilirliğini ve başarısını sağlayabilir. İlgili standartlar arasında SA8000 ve ISO 26000 “Sosyal Sorumluluk Yönetim Sistemi” bulunmaktadır.
Yönetimler ve kuruluşlar (organizasyonlar), sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için sertifika almaya ve standartları benimsemeye çalıştıkça, uzun bir yolculuğa çıkarlar. Sürdürülebilirliğin periyodik bakım veya gözetim denetimleri yoluyla ölçümlendirilerek kayıt altına alınması gerektiğinden, sürdürülebilirlik standartlarının gereksinimlerine sürekli ve sürekli bağlılığı göstermeleri gerekir. Bir tesis yönetimi veya kuruluşun organizasyonuna talip olan başka kat malikleri ve rakip kuruluşlar da şüphesiz mevcuttur. Bunlar sürdürülebilirliği ek bir maliyet ve masraf olarak sadece ekonomik perspektiften yorumlamaya eğilimli olabilirler. Bu tür yaklaşımlar sürdürülebilirlik sertifikasyonunun devamlılığının sağlanmasında zorluklara neden olabilir.
Yönetim veya profesyonel yönetim kuruluş; yönetimsel olarak hedeflerine ulaşmak için çalışırken sürdürülebilirlik temelli çalışma uygulamalarını da bir yandan sürekli uygulamak, gerekli sürdürülebilirlik temelli prosedürleri ve görevleri hayata geçirmelidir. Geleneksel bina ve tesis yönetiminde genellikle bu yaklaşım mevcut değildir. Ancak vardığımız dünya gerçekliğinde yönetimlerin ve tesis yönetim şirketlerinin sadece düşük maliyetli bütçe (işletme projesi) yaklaşımından uzaklaşması, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasını sağlayarak gerçek katma değer sağlayabileceğini de mülk sahiplerine göstermesi gereklidir.
Sürdürülebilir Tesis Yönetimini (STY); yeniden yapılandırılmış, modelleri ve yapıları ile yeniden tasarlanmış, spesifikasyonları, sözleşmeleri, ölçüm standartları gibi yöntemlerle tesisin ve bağımsız bölümlerinin mülk değerlerini arttıran, aynı zamanda yönetimlerin ve profesyonel yönetim kuruluşlarının hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olan kritik bir kaynak olarak projelendirebilir.
Dünyamız için harekete geçmenin zamanı geldi. Bu sorumluluk hepimizin!