23 Nisan 2025’te İstanbul’un Silivri ilçesinde 12.13’te meydana gelen 4.0 şiddetindeki deprem ve yine aynı gün 12.49’da Silivri açıklarında 13 km derinlikte oluşan 6.2 şiddetindeki deprem hepimizde endişe ve korkuya neden oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı, Türk haklının egemenliğini ilan ettiği ve Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu değerli günün 105. yılında yaşanan sarsıntılar yine akıllara aynı soruyu getirdi: “Bu, beklenen büyük İstanbul depreminin habercisi mi?” Apsiyon Blog’un bu yazısında hem bu soruya yanıt arayacak hem de olası bir depreme karşı neler yapabileceğimize değineceğiz. İstanbul depremine hazırlık, deprem bilinci ve afet farkındalığı konusunda neler yapılabileceği hakkında bilgi almak için blog yazımızı okuyabilirsiniz.
23 Nisan’da yaşanan deprem ve sonrasında yaşanan artçılar, her ne kadar can ve mal kaybına yol açmasa da hepimizde korku uyandırdı. O gün İstanbul’da yaşayan pek çok insan parklara ve toplanma alanlarına akın etti. Bazıları çadır kurdu, arabası olanlar ise geceyi arabalarında geçirdi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN’in yaptığı açıklama ile İstanbul, Tekirdağ, Yalova ve Kocaeli’de 24 Nisan ve 25 Nisan tarihlerinde deprem nedeniyle eğitime ara verildi. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol ÖZVAR da üniversitelerin tatil edildiğini duyurdu. İstanbul Valiliği ise 23 Nisan’da yaptığı bir açıklama ile kamu kurumlarında çalışan engelli, hamile, malül gazi ve 10 yaşından küçük çocuğu olan annelerin iki gün süreyle idari izinli sayılacağını bildirdi.
Türkiye'de Deprem Gerçeği oynatma listesi için tıklayın.
Uzmanlara göre tek başına bir depremin, daha büyük bir depremin habercisi olup olmadığını söylemek mümkün değildir. Türkiye'nin en aktif fay hatlarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Hattı, Marmara Denizi boyunca uzanıyor ve bilim insanları bu bölgede 7’nin üzerinde bir deprem beklendiğini uzun süredir dile getiriyor. Ancak 24 Nisan’da yaşanan küçük ve orta ölçekli depremler, fay hattının stres boşaltması gibi stres biriktirdiği anlamına da gelebilir. Dolayısıyla bu depremi bir haberci ya da riskin geçtiğine dair bir işaret olarak görmek mümkün değildir.
Zorunlu Deprem Sigortası DASK Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Türkiye, 2025 yılının başında açıklanan verilerine göre 85.664.944 kişinin yaşadığı bir deprem ülkesi. Böylesine kalabalık bir nüfusun, böylesi bir tehditle karşı karşıya kalması hepimizin deprem konusunda farkındalık kazanmamızı kaçınılmaz kılıyor. Peki, depreme karşı nasıl bilinç kazanabiliriz?
6 Şubat Depremi’nin Ardından Çocuklara Nasıl Davranmalıyız?
- Yaşadığınız binanın durumunu öğrenin. Binanızın depreme ne kadar dayanıklı olduğuna dair raporunu almaya çalışın.
- Acil durum planı hazırlayın. Depremin ilk sarsıntıları geçip güvenli bir şekilde dışarı çıktığınızda gidebileceğiniz en yakın toplanma alanına karar verin. Toplanma alanınızı e-Devlet üzerinden Afet ve Acil Durum Toplanma Alanı Sorgulama ekranından kontrol edebilirsiniz.
- GSM operatörlerinin yetersiz altyapı çalışmaları nedeniyle deprem anında herkesin yakınlarına ulaşmaya çalışması operatörler üzerinde yoğunluk oluşturuyor. Böyle bir kriz anında hatlar çalışmıyor, arama yapılamıyor. Acil durum anında iletişime geçeceğiniz kişilerini belirleyerek telefon trafiğini belki bir ölçüde azaltmaya yardımcı olabilirsiniz. Bilgi akışı belirlenen o kişiler üzerinden ilerleyebilir.
- Deprem çantanızı hazırlayın. Su, metal düdük, el feneri, pil, tuz, konserve ya da paketli yiyecek, ilk yardım malzemeleri ile aile bireylerinize ait kimlik belgeleri içeren bir deprem çantasını hazır tutun.
- Deprem hakkındaki eğitimlere ve tatbikatlara katılmayı ihmal etmeyin. AFAD ve belediyelerin düzenlediği farkındalık eğitimlerine ve tatbikatlara katılmak hem bilinç kazanmak hem de panik anında doğru davranışları gösterebilmek açısından oldukça önemlidir. Böyle bir şansınız yoksa bu konuda uzmanlar tarafından hazırlanmış bilgilendirici videoları izleyebilirsiniz.
- Evinizde, size ve ailenize güvenli bir yaşam alanı oluşturduğunuzdan emin olun. Evinizdeki ağır ve deprem anında devrilme ihtimali olan eşyaları sabitleyin. Acil çıkış yollarını ise daima açık tutun.
Türkiye; Doğu Anadolu Fay Hattı, Batı Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’na sahip olduğu için deprem konusunda ciddi risk taşıyan bir ülke olarak kabul edilir. Kuzey Anadolu Fay Hattı’na yakın konumu nedeniyle İstanbul da deprem riski yüksek olan şehirlerimizi arasında sayılır. İstanbul gibi deprem riski yüksek bir şehirde yaşayanların yapması gereken korkmak değil, hazırlıklı olmaktır.
Siz de yaşadığınız sitenin, apartmanın ya da çalıştığınız iş yerinin deprem hazırlıklarını gözden geçirdiniz mi? Belki de şimdi tam zamanı!